29.9.12

Sarı yolculuk...


  O gözlüklerle, kocaman bi göbekle sarı minibüsün küçük gün ışığıydı o..



  Yol filmleri hep daha bi sıcaktır, daha bi gerçektir sanki. Filmin bile trafikte olanına yalan yakışmıyor, iğreti duruyor olmuyor. Çıplak gerçek!

  Tüm aile, ya deli ya çocuk! Bi Olive var işte.. ama ona zaten ne laf söylerim ne de söyletirim, harika bi yaratık o:) neyse.. Alem  deliye ben akıllıya hasret sözü bu aile için yazılmış, noterden onaylatılmıştır. Richard’dan tut da minibüsün bagajına kadar uzanıyor bu hikaye.. Ama gel gör ki.. kandır çeker işte.. birazcık delilik olsa gerek ki bende de pek bi sevdim ben bu filmdeki karakterlerin hepsini, teker teker.. ayırt etmeksizin. Hatta Nietzsche hayranı o bunalım ergeni bile sevdim. Özellikle son dans performanslarıyla gönlüme taht kuran Richard, başlardaki tüm uyuzluklarını yok etti, çöpe yolladı.

  Dediğim gibi.. yol filmlerinin komedisine, sohbetine, hızına dayanabilen ya da şöyle diyelim daha önce hiç yol filmi izlemeyen ama izlemek isteyen her hangi biri de olabilir bu şanslı kişilik… bunu izle! Sen işte her kimsen.. hangi kategoride olursan ol izle. Öyle duygu sömürüsü yapan, ya da zorlama espirilerin saldırısına uğramış bir 98 dakika seni beklemiyor, emin olabilirsiniz. Tam aksine doğal bi gülümseme doğal bi hüzün garantisi benden size olsun^^ daha ne diyeyim, California  yolcusu kalmasın…

  Ek olarak…
  Kazananlar kaybedenler üzerine tüm film boyunca nutuklar dinlediğimden bi kaç kelam da ben edeyim dedim. Kazanma kaybetme olayı değil bu hayatta sürdürdüğümüz hikaye.. kimine göre kayıp olan başkasına kazanç olabilir, ya da kaybettim diye üzüldüğün bi an aslında fark etmeden en büyük kazancına açılmış bi kapıdır misal. Yani diyeceğim şudur ki.. “If ı wanna fly, ı’ll find a way to fly”.. bu işin nedeni nasılı kaybedeni kazananı olmaz.. aslında hayatta insanlar kaybedenler  ve kazananlar diye ayrılmaz. Hayalleri olanlar ve olmayanlar diye ayrılır. Gerçek bu!

dipnot*: sarı vosvosa koşmaları olmasa bu film bi sıfır yenik başlardı.. bence.. 
hem zaten o olmasa filmin rengi olmazdı ki.. her filmin bi rengi vardır ya hani.. işte bunun ki de sarı.. başka bir şey olmasının ihtimalinin olasılığı yok.. o derece..

dipnot**: bi de.. güzellik yarışmalarındaki tüm saçmalıları ne de güzel dile getirmiş ya.. öyle değil mi..

dipnot***: yakın gelecekte odamda sırasını sabırla bekleyen Thelma&Louise' ı da izleyip. Yeni bi yol filmi yazısıyla burada olacağım. Tabi sıraya kaynak yapmassam^^


                                                                                    'Lİttle Miss Sunshine'

E.

4 yorum:

  1. ya bu ne güzel filmdi!

    fotolar da harika.

    ay o güzel eleştriydi çocuk güzellik yarışmaları için enfesti sonu baylmıştım ve şu an duygulandım bi anda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet Mia'm ya harika bi filmdi.. böyle sıcacık^^

      Sil
  2. sevgili elif.,
    yaa çok zaman oldu!
    yeniden izlemeliyim!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bence tekrardan tekrardan izlemek gerek^^ unutulan her şeyi hatırlamak için.. ezgicim izle tekrardan sen, ne de olsa playagain yapmak iyidir her zaman:)

      Sil