10.9.14

Bunları yüzyüzeyken konuşuruz..

*
Yüzyüzeyken Konuşuruz’u bileniniz??

Geçen yıl sonbaharda sınavlarla boğuşuyordum her zamanki gibi.. ve yine acaba ne dinlesem diye düşünürken; o zamanlar çok uzaklarda olan bi arkadaşım bana bir şarkı gönderdi. Onun dediğine göre sınav haftama bilerek denk getirmişti; ders çalışırken iyi gidermiş. Haklıydı da.. yüzyüzeyken konuşuruz kelimenin tam anlamıyla bir sınav fonu harikası.
Neyse işte yine kelimeler fazla dolandı ağzımda. Bu grubun şarkıları bana güzel bir insanı ve güzel zamanları hatırlatıyor.. (belki siz de seversiniz..)


**
Dün Mert’in blogunda screenshot challenge diye bir başlığa denk geldim. Benim de ismim geçmiş üstelik.. buyrun benim masaüstüm:




***
Bugün tüm gün evde olacağımı anlayınca uzun zamandır ertelediğim The Godfather partisini yapmaya karar verdim. Yani tüm günümü Corleone ailesine ayırdım. (yeni bitti) Şuan ne durumda olduğumu anlamanız için her filmin 3 saat olduğunu söylemem yeterlidir herhalde..

Hala izlemeyenler var mı aramızda? 
Yoksa siz de arkadaşlarım gibi düğün sahnesini geçemeyenlerden misiniz? Hadi ama.. bir kez daha deneyin.



****
Aslında yazının başına Medianeras ile Manhattan’ı anlatmak için oturmuştum. Ama olmadı.. bazen olur ya sadece içinden gelmez. Bu aralar ben de öyleyim; yine yazamamaktayım..

‘hayatım bir oyun olsaydı beş kare geri gitmek zorunda kalırdım.’ –Medianeras
‘arada bir de aptal insanlarla tanış; bir şeyler öğrenebilirsin.’ –Manhattan



*****
Son olarak size hatırlatmak istediğim bir de Felicity var. Daha önce şurada bahsetmiştim; başladım diye. Evet o şuan bitmek üzere.. 90lı yılların sonunu 2000lerin başını özlediyseniz ve Woody Allen gibi LA’e düşman NewYork’a hayransanız; bi bakıverin..

Birazcık spoi: ‘Çok değer verdiğimi düşündüğüm bir şeyden vazgeçmek çok tuhafmış. Ama onu daha fazla beklemek de doğru gelmiyor.’ dedi ya Noel. İtiraf edeyim ‘Ohh bee!!’ dedim. Ee sabır taşı olsa çatlar..



O zaman başladığı gibi bitsin:


E.

6 yorum:

  1. Söylediğin grubun şarkılarını dinlerken yazıyorum bu yorumu, diyerek edebi bir giriş yapayım dedim ama yapamadım sanırım. Ben türkçe müzik pek dinlemiyorum, fakat bu grubu sevdim kötü değil. Seni blogunda her Felicity resmi görsem yeniden başlamak geliyorum içimden ama gerçekten vaktim yok. Hayatım boyunca hiç bu kadar vakitsiz olmamıştım, izleyecek o kadar şok şey var ki Felicity'i tekrar izlemek diğer 'şey'lere haksızlık olacak gibi geliyor.
    Masaüstü ekranını da beğendim, sende biraz dağınık sevenlerdensin sanırım. Benim kinin asker nizamında olması mühim yoksa içim rahat etmiyor. Yine de Roman Holiday gülümsetti yüzümü inkar etmeyeyim şimdi. Bu arada ikimiz içinde bir dizi buldum izleyecek; http://www.imdb.com/title/tt0108872/?ref_=nm_knf_t3 biraz imdb sayfasını incele, eğer diziyi bilmiyorsan oyuncularına bakarken benim yaptığım şekilde küçük bir kız gibi çığlık atabilirsin. :)
    Diyecek sözüm kalmadı sanırım ya da dur son bir diyerek gideyim 'daha çok yaz'

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Felicty'e başlarken Dawson's Creek'e tekrardan başlamak üzereydim. Gerçekten benzer tatlar bıraktı. özellikle Dawson's Creek'in son sezonları havaları esti.. Şimdi de bu söylediğin dizi yetişti imdadıma. neden olmasın başlayalım:D (aa Zach mi o??)
      masaüstüm daha dağınık halleri görmüştür. bu en düzenli hali desem yalan değil:))
      yazmaya çalışıyorum diyeyim..

      Sil
  2. masa üstüne bayıldım,ben de yapmalıyım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Audrey Hepburn her zaman güzeldir:))

      Sil
  3. aaa masa üstünü görünce aklıma "son feci bisiklet" adlı grup geldi. dinlesene. bu kız adlı şarkıdan başla. baba 9 saat ve muhteşem film ama yaa. bak "annie hall" ve "zelig" iz izlesene.

    senden görüp sylvia yı izlemiştim. şimdi de medianerası izlicem. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bir Woody Allen hayranıyım ben o filmleri izlememiş olabilir miyim hiçç:)))
      izle izle! yorumları bekliyorum:))

      Sil